Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.
- J. D. Salinger

İnsan yaşamın binlerce biçiminden yalnızca birini tanıyabilir.
- Andre Gide

Her şeyi kolaylıkla yapabilmek bir hatadır.
- H. G. Wells

İnsanlık, iman etmeye duyduğu istekle değil, şüphe etmeye duyduğu yatkınlıkla doğru orantılı gelişti.
- H. L. Mencken

Düşüncelerinize vurulan zinciri koparın, o zaman bedeninizin de özgürlüğe kavuştuğunu göreceksiniz.
- Richard Bach
Karşıdan karşıya geçmek için, yayaya yeşil ışığın yanmasını beklerken önümüzden kırmızı bir arabanın geçtiğini varsayalım. Arabaya baktığımızda, “önümden kırmızı renkli bir araba, soldan sağa doğru geçti ve gitti” olarak düşünürüz. Ne var ki, bizim tek seferde söylediğimiz bu süreç, beynimizde farklı yerlerde ve farklı süreçler sonucu işlenip ortaya çıkan bilgilerin bir bileşkesidir. Dış dünyaya ait görsel bilgilerimizin beynimizdeki temsilleri, gördüklerimiz gibi değildir. Diğer bir deyişle, baktığımız cismin beynimizdeki temsili (resmi), gözümüzün retinasına düşen görüntüden (resim) farklıdır. Yandaki şekilden yardım alarak ne demek istediğimizi biraz daha açıklamaya çalışalım. Beynimizde V5 olarak isimlendirilen ve gösterilen yer, baktığımız cismin hareketlerini algılar. Başka türlü söylemek gerekirse, beynimizde V5 alanının hasara uğraması durumunda, baktığımız nesnelerin hareketlerini algılayamaz hale gelir yani “hareket körü” oluruz. V5 alanı hasarlı bir kişi bir bardağa su doldurmaya kalksa, ya bardağı taşırır ya da yarım bırakır. Çünkü suyun, bardaktaki yükselme hızını (dolayısıyla hareketini) göremezler. Bu kişiler, sürahiden bardağa su doldururken, bardağa akan su, sürahi ile bardak arasında donup kalmış bir buz sütunu gibi görünür. Yine aynı kişiler, bir caddeyi karşıdan karşıya geçmeye korkarlar. Karşıdan karşıya geçerken, geçen arabaları görür, plakalarını okuyabilir, arabanın rengini bile söyleyebilir ancak hızını kestiremez. Hızını kestiremediği için de, uzaktaki bir arabanın, karşıdan karşıya geçme anında kendisinden ne kadar uzakta olabileceğini kestiremez. (Bizler, karşıdan karşıya geçerken, gelmekte olan arabanın hızına (hareketine) bakarak, belli bir uzaklıkta olduğunu, caddenin ortasına geldiğimizde araba bize yaklaşıyor da olsa, kendi hızımızı ve karşı kaldırıma kadar olan mesafeyi tahmin edip, kendimizi güvende hissederiz. Hareket körlüğü olanlar, bu kestirimi yapamadıkları için, karşıdan karşıya geçerken zorlanırlar.)