"Olumsuz davranışlarda bulunmak bizden istenir, olumlu davranışlar ise zaten bizimdir."
Franz Kafka
Yolda yürürken, birisine rastlar ve onun kötü bir insan olduğunu öğrenirseniz neler algılarsınız? Bu kişi, size de kötü davranmışsa neler hissedersiniz? Daha sonraki bir zamanda, aynı kişiyi acı çekerken gördüğünüzde neler algılar ve hissedersiniz? Onun acısı sizi etkiler miydi?
Leipzig’deki, Max Planck Enstitüsü, İnsan Bilişselliği ve Beyin Bilimleri’nde, Sosyal Sinirbilim Departmanı Direktörü olan Tania Singer, bunu araştırmış.
Tania Singer, deneyi için bir denek alır. (Kadın veya erkek). Sonra, bu deneğin karşısındaki bir masaya iki kişi oturtur. Denek, deneyden habersiz iken, masa başında oturan kişiler deneyden haberdar olan (rol yapan) kişilerdir.
Deney, iki aşamadan oluşturulmuştur. Birinci aşamada, masa başında oturanlardan sadece birini “iyi adam” veya “kötü adam” olarak deneğe göstermektir (algılatmaktır). Bunun için, masa başında oturanlardan birine, bir miktar para verilir. Para verilen kişi, isterse, kendisine verilen parayı masada oturan diğer kişi ile paylaşabilir veya hepsini kendisine saklayıp, karşısındakine hiç para vermeyebilir. Varsayalım ki, kendisine para verilen kişi, tüm parayı kendisine saklamakta, karşısındakine tek kuruş vermemektedir. Bu durumda, denek için, parayı paylaşmayan kişi “kötü” adam” konumunda algılanır. Daha sonra (deneyin birinci bölümü hala devam ediyor) denek, hala aynı kişi olmak üzere, masa başına başka iki kişi getirilir. Bu defa, para verilen kişi, kendisine verilen parayı, karşısındaki ile paylaşır. Bunu izleyen denek için, parayı paylaşan kişi, “iyi adam” konumunda algılanmıştır. Deneyin birinci aşamasının sonunda, denek için, biri “iyi” diğeri “kötü” olmak üzere iki kişi bulunmaktadır. (Deneğin, oyundaki iyi veya kötü adam rolü oynadıklarından haberi olmadığını biliyoruz). Denekler kadın olduğunda ve kendilerine sorulduğunda, “iyi adam”ı sevimli ve çekici, “kötü adam”ı ise sevimsiz ve itici olduğunu söylerler.